Yazar Gülten DAYIOĞLU ile Söyleşi ve İmza Günü Derneğimizde Gerçekleştirildi

Kütahya İlinden Yetişenler Derneği İstanbul Şubesi’nin tertip ettiği, Yazar Gülten DAYIOĞLU ile Söyleşi ve İmza Günü 25.10.2017 Çarşamba günü dernek merkezinde gerçekleşti.

Kütahya İlinden Yetişenler Derneği’nin kurucularından Avukat Cevdet DAYIOĞLU ile Prof. Dr. Tevfik ÖZPAÇACI, SMM Halit CEYLAN, Em. Vet. Hekim Albay Göksel NURSOY, Mimar Azmi ŞAMLIOĞLU, Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr.Nilüfer KÖYLÜOĞLU ve Ailesi, Candan Makina Genel Müdürü Erkan CANDAN, öğretmenler Ömer SÜLÜN, Hafize ALP BEDİR, Hasan ÇETİN, Fatmanur KAHRAMAN, avukatlar Kenan YILMAZ, Ali Bey, bilişim uzmanları Sezai YILDIRIM, Harun KALKAN, Gürallar Kiremit Marmara Bölge Sorumlusu Cengiz GÜMÜŞKAR , Hyundai Satış Müdürü Osman Emrah YALÇINDAĞ, Tekstil Müh. Bayram KORKMAZ, İletişim Uzmanı Mustafa ŞAPŞAP, Yazar İsmail Fatih CEYLAN, laboratuvar teknikerleri Abuzer KARATEMUR, Enver IŞIK ve yoğun ilgi gösteren üniversite öğrencileri programda hazır bulundular.

Programın açılış konuşmasında, teşrifleri ve desteklerinden dolayı Yazar Gülten DAYIOĞLU ve Avukat Cevdet DAYIOĞLU’na teşekkür ederek, mutluluk ve memnuniyetlerini ifade eden Şube Başkanı Metin BEDİR, program davetine icabet etmelerinden dolayı misafirlere de teşekkür etti.

BEDİR konuşmasının başında, müsaade istirham ederek, K.İ.Y.D’in kurucularından merhum Av. Mustafa PEÇEN’in yazdığı K.İ.Y.D. tarihçesinden bir bölüm okudu. Bu bölümde, “İstanbul’ da Dayıoğlu hukuk bürosu sahibi olan Emetli hemşehrimiz avukat Cevdet DAYIOĞLU, hukuk fakültesine kaydolunmuştu. Galatasaray Lisesi mezunu olan bu arkadaşımız, fakültedeki hemşehrileri ile tanışıp görüşmek isteyerek, ilk olarak ben ve Zeki ÖZKER ile temas kurdu. Önce hukuktaki arkadaşlarımızla, Marmara öğrenci lokalinde bir araya geldik, daha sonra Cevdet DAYIOĞLU’nun Fatih Camii yakınındaki evinde toplantılar yaptık. Halka genişleyerek diğer fakültelerdeki Kütahyalıların da katılımı ile 40-50 kişiye ulaştık. Yaptığımız toplantılarda yurt yaptırabilmek için bir dernek kurmak ve gelir temini içinde bir gece tertiplemek hususunda fikir birliğine varmıştık.” İfadeleri ile, derneğin geçmişinde ciddi manada katkıları olan Av. Cevdet DAYIOĞLU’ na ve o dönemdeki emeği geçenlere minnet duygularını arz etti.
GÜLTEN DAYIOĞLU ÇOCUK ve GENÇLİK EDEBİYATI VAKFI’ nın kuruluş amaçlarını anlatan BEDİR, Gülten DAYIOĞLU’ nun biyografisini okuduktan sonra, Gülten DAYIOĞLU’ nu konuşmalarını yapmak üzere kürsüye davet etti.
Gülten DAYIOĞLU konuşmasına, yumuşak ve naif sesi ile misafirlere, teşekkür ederek başladı.

DAYIOĞLU “Değerli dostlarım hep soluğum arkanızda, bu tür programlar için Türkiye’nin dört bir yanından davetler alıyorum. Yurt dışında da bu tür konuşmalarım oluyor. Benim bir misyonum da yurt dışındaki Türk ailelerinin çocuklarının eğitimlerine yardımcı olabilmekti. Şimdi, bu çocuklarımızın güzel mevkilere geldiğini görünce göğsüm kabarıyor. Sizlerle buluştuğum için çok mutluyum. Yaşadıkça gelecek kuşaklara da hizmet vermeyi hazırım. Benim söyleşilerimin ana teması kitap okuma ve anadilimize egemen olma hususundadır. Neden? Bira gerilerden başlayayım anlatmaya. Biz 1950’lerde göç ettik İstanbul’a. Bir Ortaokula yazıldım ben. Bir gün Hocam ders anlatırken kapı tık etti. Bir bey girdi içeriye; hocam da hemen derlendi, toplandı. Buyrun efendim, ders anlatmak ister misiniz? dedi. Anlaşıldı ki; müfettişmiş. Hemen benim yanıma geldi. Bana ufak sorular sorarak defterlerimi karıştırıyordu. Bugün yazarlığımın temeli varsa rahmetle andığım Bedia ERMAN hocamdır. Benim de gözüm O’nda. Bize o gün dilbilgisi anlatıyordu. Anadilimle ilgili ne aldıysam, o zaman O’ndan aldım. Kızım bak seni kiminle tanıştaracağım dedi. Müfettiş Bey, bu kızımız anadan çok yetenekli, ama taşralı dedi. Öğretmenim bile bana taşralı diyordu. Çok zoruma gitti. Müfettiş Bey de biz O’na kütüphanenin anahtarını verelim, hem okusun, hem orayı temizlesin dedi. Müfettiş Bey kimdi biliyor musunuz? Reşat Nuri GÜNTEKİN. Üç yıl kütüphanenin anahtarı yaz kış bende kaldı. Bu kütüphanede öyle beslendim, öyle zenginleştim ki; anlatamam!

Fındıklı Atatürk Kız Lisesi’ne başladığımda da öğretmenim sınıfa verilen kitap listesi haricinde başka bir kitap listesi daha verirdi. İkinci listedeki bazı kitapları bulamadım. Cağaloğlu’ndaki yaymacılara giderdim bu kitapları bulabilmek için. Hep okudum, dadandım yani. Okumak yaşam biçimim oldu benim. Çorba karıştırırken bile okurum.

Neden söyleşilerimi bunun üzerine yaptığımı anlatmaya çalıştım sizlere.
Toplumumuzda, günümüz gençliğinde bir maraz var. Ne bu? İletişimsizlik hastalığı. Herkes, en samimi görünenler bile çeşitli nedenler ile, içine kapanık! Neden ? Çünkü, dilsizliklerinden. Eğer, dilleri olsa, içini açar cayır cayır konuşur. Biraz sonra, benim hedef kitlem olan siz gençlerimiz ile bunu tartışacağım. Hep kem küm, bir avuç sözcük. Çocuklara zorla kitap okutturuyorlar.

Bana öyle talepler geliyor ki; ödev zamanı. Hocam sizin şu kitabınızdan bir özet yazmam gerekiyor, bana gönderebilir misiniz? Ne acı değil mi? Hiçbir şeyi oturmamış, ne kültürü ne d okuma, yazması! Jürilerde çalışıyorum ben. Öyle öyküler, yazılar geliyor ki; üzüntü verici, döküm saçım! Gazete makalelerinden, kes, kopyala yapıştır yazılar gönderiyorlar. Hemen anlıyorsunuz, sesinden, suyundan, hemen buz gibi oluveriyorsunuz.” ifadeleriyle sohbetine devam etti.

Gençlere seslenen DAYIOĞLU “ Biz iletişimi nasıl kuracağız? Anadilimize nasıl egemen olacağız?” sorularıyla bu hususta hedef koymalarını rica etti.
Kitap okuma alışkanlığının önemine dikkat çeken DAYIOĞLU sözlerine şöyle devam etti. “ Kitap okumak, yemek, içmek, solumak gibi yani etin ve derin gibi olması lazım. Boş zamanlarında okumak değil, bunu yaşam biçimi edineceğiz. Kitap okurken önce konuya kaptıracaksınız kendinizi. Sonra öyle bir bilinç oluşuyor ki; tadı, lezzeti ve sindirimiyle vücudunuz emmeye başlıyor. Kitap bizim sözcük dağarcığımızı zenginleştiriyor. Cebini dolduracaksın ki, harcayabilesiniz. Bizim Kütahya’da güzel bir söz vardır. “ O kadar güzel konuşur ki; lafı cebinden harcar” Okumaktan maksat ezberlemek değil. Bir atasözü vardır. “ Ödünç akıl cepten düşer!” Ne derler? Kitap gibi konuşuyor, işte o kişi o mertebeye ulaşmış kişidir. Kitaplar benim gözümde yaşam koçudur. Bize hayatın her türlü halini, değişik tipleri bizlere öğretiyor. Çok kitap okuyan kişi insan sarrafı kesilir. Hangi meslekten olursanız olun, eğer kendinizi çok güzel sözcük ve cümlelerle ifade edebilirseniz; hiç kimse sizin sırtınızı yere getiremez. Aynı zamanda, lütfen olgun ve mütevazi olunuz. Kitaplar, geçmişten ders almanızı, geleceğe yönelik hayal kurmanızı sağlar. Aşı gibi, hayata karşı bağışıklık kazandırır. Bunlara sahip olan kişilere baktığınızda, suyun başında olan kişiler olduğunu görürsünüz.”

Sohbetin sonunda Gülten DAYIOĞLU, dinleyicilerin sordukları sorulara cevap verdi. Kütahya milletvekili Ahmet TAN’ın göndermiş olduğu telgraf okundu. Başkan BEDİR, iş adamları Doğan GÜRAL, Durmuş CANDAN, Kenan ISPARTALIGİL, YMM Rafet KALKAN, Avukat Gülseren BİLGİN ile Kazım SAYIN’ın selam ve sevgilerini iletti. Üniversite öğrencisi Esma ŞENGÜL, KİYD İstanbul adına bir buket çiçek takdim etti.

Gülten DAYIOĞLU, bugünün hatırası olarak , kitaplarını imzalayarak misafirlere hediye etti. Avukat Cevdet DAYIOĞLU da yöresel tatlardan ikramlarda bulundu.